Rəşad Mahmudov
Milli Məclisin deputatı,
Professor
Kurtuluş Savaşı ve kardeşliyimiz konusunda yazıma "Efendiler, yarın cumhuriyyeti ilan edeceğiz" meşhur sözleriyle başlamak isterim.
Kurtuluş Savaşın'dan önce 1912 Balkan Savaşı sırasında Azerbaycan ve Kırım Türklerinden gelen maddi ve manevi desteği Atatürk hiçbir zaman unutmamıştır. Ömrü boyunca Azerbaycan'ın özgürlük mücadelesi başta olmakla sıkıntı ve zorluklarını yakinen takip etmiştir.
Nitekim 1921 yılında kardeş Azerbaycan için "Azerbaycan'ın kederi kederimiz, sevinci sevincimizdir" demiştir.
Kurtuluş Savaşı sırasında ülkenin birçok yeri işgal altında iken batı ile çatışma halinde olan ülkenin ve Atatürkün çaresiz elini tutacak ve yardım alınabilecek tek umut yeri Sovyetler Birliğidir.
Atatürk, Lenin'e mektup yazarak beş milyon altın ruble borç talep eder.
Yazılan mektup ve görüşme için giden heyet dışişleri bakanın engeline takılır. Olumlu sonuca ulaşılamaz.
Bunun üzerine o zamanki Azerbaycan Sovet Cumhuriyyetinin başkanı Neriman Nerimanov devreye girerek Lenin'e Kafkasya'nın gerçeklerini dile getirerek Türk ve Müslüman olanların gücünden bahsederek, sayıca büyük nüfusun sağlam desteklerini kazanmak adına Türkiye'ye yardımın şart olduğunu gerçekçi sözlerle ikna eder.
Azerbaycan hazinesinden beşyüz kilo altını vererek silah alınmasına destek olur.
Ayrıca dört buçuk yıl petrol ve petrol ürünlerini bedava verilmesine karar verilir.
O yıllarda sovetler işgalindeki ülkemizde kadın, erkek ve genç kızlar yüzük, bilezik gibi ziynet eşyalarını Türkiye Büyükelçiliğine veriyorlar. Cuma günü dilencisi bile dilenerek topladığı parayı "benim elimden bu geliyor" diyerek Büyükelçiliğe verir (aynı olayı tam 100 yıl sonra Kahramanmaraş depreminde de bizzat yaşadık).
Yardım sonrası Atatürk Nerimanov'a mektup yazarak teşekkür ediyor, borçların en kısa zamanda ödüyeceklerini yazar.
Nerimanov ise bütün baskılara rağmen dünyada eşi ve benzeri olmayan bir duygu ve düşüncelerle "Kardeş kardeşe borç vermez. Kardeş kardeşin elini tutar" yazarak mektuba cevap verir.
Hem kardeş hem de dostcasına olan bu dayanışmalar bugün daha da güçlü bir şekilde devam etmekdedir.
Azerbaycan halkının Ulu Önderi Haydar Aliyev'in "İki Devlet Bir Millet" deyimi ülkelerimiz arasında olan tarihi bağları tek kelime ile net bir şekilde izah etmişdir.
Karabağ Zaferi ise Türk uluslarının şerefli tarihini taclandıran en son olay olmuştur. Yaşadığımız tarihde Sn. İlhamAliyev ve Sn. RecepTayyibErdoğan TürkDünyası ülkeleri ve ulusları arasında olan kutsal ve daimi birlikteliği daha şereflendirdiler.
Değerli arkadaşlar!
Bütün bu olaylar sayesinde bugün dünyada Türkün sesi ve sözü daha net, daha etkili ve daha da anlaşılandır.
O günün ve son 101 yılın şartları içinde yaşananları bir makaleye sığdırmak imkansızdır. Bu şerefli günün ilk dakikalarını fırsat bilerek, Türkiyenin kurtuluşunu imkansızlıklara rağmen gerçekleştiren kurtarıcı ve yenilikçi Ulu Önder MustafaKemalAtatürk ve silah arkadaşlarını, 1918'de Azərbaycan Demokratik Cümhuriyyetini kuran kurucu babalarımızı, Neriman Nerimanovu ve ülkemizi en karanlıklardan ışıklı zafere taşıyan Ulu Önder HaydarAliyev ruhunu rahmetle ve minnetle anıyoruz.
Ruhları şad olsun!
Türkiye-Azerbaycan
Milli Məclisin deputatı,
Professor
Kurtuluş Savaşı ve kardeşliyimiz konusunda yazıma "Efendiler, yarın cumhuriyyeti ilan edeceğiz" meşhur sözleriyle başlamak isterim.
Kurtuluş Savaşın'dan önce 1912 Balkan Savaşı sırasında Azerbaycan ve Kırım Türklerinden gelen maddi ve manevi desteği Atatürk hiçbir zaman unutmamıştır. Ömrü boyunca Azerbaycan'ın özgürlük mücadelesi başta olmakla sıkıntı ve zorluklarını yakinen takip etmiştir.
Nitekim 1921 yılında kardeş Azerbaycan için "Azerbaycan'ın kederi kederimiz, sevinci sevincimizdir" demiştir.
Kurtuluş Savaşı sırasında ülkenin birçok yeri işgal altında iken batı ile çatışma halinde olan ülkenin ve Atatürkün çaresiz elini tutacak ve yardım alınabilecek tek umut yeri Sovyetler Birliğidir.
Atatürk, Lenin'e mektup yazarak beş milyon altın ruble borç talep eder.
Yazılan mektup ve görüşme için giden heyet dışişleri bakanın engeline takılır. Olumlu sonuca ulaşılamaz.
Bunun üzerine o zamanki Azerbaycan Sovet Cumhuriyyetinin başkanı Neriman Nerimanov devreye girerek Lenin'e Kafkasya'nın gerçeklerini dile getirerek Türk ve Müslüman olanların gücünden bahsederek, sayıca büyük nüfusun sağlam desteklerini kazanmak adına Türkiye'ye yardımın şart olduğunu gerçekçi sözlerle ikna eder.
Azerbaycan hazinesinden beşyüz kilo altını vererek silah alınmasına destek olur.
Ayrıca dört buçuk yıl petrol ve petrol ürünlerini bedava verilmesine karar verilir.
O yıllarda sovetler işgalindeki ülkemizde kadın, erkek ve genç kızlar yüzük, bilezik gibi ziynet eşyalarını Türkiye Büyükelçiliğine veriyorlar. Cuma günü dilencisi bile dilenerek topladığı parayı "benim elimden bu geliyor" diyerek Büyükelçiliğe verir (aynı olayı tam 100 yıl sonra Kahramanmaraş depreminde de bizzat yaşadık).
Yardım sonrası Atatürk Nerimanov'a mektup yazarak teşekkür ediyor, borçların en kısa zamanda ödüyeceklerini yazar.
Nerimanov ise bütün baskılara rağmen dünyada eşi ve benzeri olmayan bir duygu ve düşüncelerle "Kardeş kardeşe borç vermez. Kardeş kardeşin elini tutar" yazarak mektuba cevap verir.
Hem kardeş hem de dostcasına olan bu dayanışmalar bugün daha da güçlü bir şekilde devam etmekdedir.
Azerbaycan halkının Ulu Önderi Haydar Aliyev'in "İki Devlet Bir Millet" deyimi ülkelerimiz arasında olan tarihi bağları tek kelime ile net bir şekilde izah etmişdir.
Karabağ Zaferi ise Türk uluslarının şerefli tarihini taclandıran en son olay olmuştur. Yaşadığımız tarihde Sn. İlhamAliyev ve Sn. RecepTayyibErdoğan TürkDünyası ülkeleri ve ulusları arasında olan kutsal ve daimi birlikteliği daha şereflendirdiler.
Değerli arkadaşlar!
Bütün bu olaylar sayesinde bugün dünyada Türkün sesi ve sözü daha net, daha etkili ve daha da anlaşılandır.
O günün ve son 101 yılın şartları içinde yaşananları bir makaleye sığdırmak imkansızdır. Bu şerefli günün ilk dakikalarını fırsat bilerek, Türkiyenin kurtuluşunu imkansızlıklara rağmen gerçekleştiren kurtarıcı ve yenilikçi Ulu Önder MustafaKemalAtatürk ve silah arkadaşlarını, 1918'de Azərbaycan Demokratik Cümhuriyyetini kuran kurucu babalarımızı, Neriman Nerimanovu ve ülkemizi en karanlıklardan ışıklı zafere taşıyan Ulu Önder HaydarAliyev ruhunu rahmetle ve minnetle anıyoruz.
Ruhları şad olsun!
Türkiye-Azerbaycan